"Tasarımlarınız Harika Ama Çalışma Sisteminiz Berbat!"

Hakkımda sayfasında da bahsetiğim gibi ben GB Dijital'in sahibiyim aslında. Freelancer olarak da hizmet veriyorum çünkü tek başıma da yeni projelere hayat vermek beni oldukça memnun ediyor. Çünkü işimi seviyorum. Firma olarak hizmet verdiğimiz bir firmanın tarafımıza olan şikayetinden bahsedeğim bu yazımda sizlere. Hangi sektörde olursa olsun her firma müşteri şikayetleri ile karşılaşmaya mahkumdur. İşini iyi yapsın ya da kötü yapsın farketmez. Kendi işini yapıyorsan şikayetlere hazırlıklı olmalısın.

Tarafımıza web tasarım, barındırma, grafik tasarım ve crm yazılımı hizmetleri için başvuran bu firma ile görüşüp anlaştık ve sözleşmemizi imzaladık. Oldukça içten ve samimi bir havanın estiği görüşmelerimizde içimi sıkan tek şey firmanın birden çok ortağının olmasıydı. Aslında beni sıkıntıya sokan ortak sayısı değil her ortağın başka bir talebinin olmasıydı. Bunlar ile baş edebileceğimizi düşünerek projeyi kabul ettik ve verdiğimiz bitiş tarihinden yaklaşık 4 iş günü önce projeyi eksiksiz teslim ettik. Yine samimiyetin doruklarda olduğu bu toplantımızda firma ortakları tarafımızdan iki yeni talepte bulundu;

• Hazırlanan grafik tasarımların basılması
• Firmaya ait bir Google My Business hesabının oluşturulması

Kabul edip taleplerini yerine getirmek için işe koyulduk. İş ortağımız arayıcılığı ile baskıları kısa sürede temin ettik ve Google My Business hesabını oluşturduk. Tek bir pürüz kalmıştı. O da baskıların teslimi ve PTT arayıcılığı ile gelecek onay kodunun Google hesabına girilmesi idi. İşte tam da bu noktada ipler gerilmeye başladı. Ortaklardan biri diğer ekip arkadaşlarına danışmadan baskıların kargo yolu ile bir başka şehirde yer alan işyerlerine gönderilmesini istedi ve biz bu isteği aynı gün yerine getirdik. Bundan bir haber diğer ortak bizi arayarak baskıları teslim almaya geleceğini söyledi ve "Biz kargo ile bu şehre gönderdik" dediğimizde bize ilk azarımızı yedirdi. Bunu duyan üçüncü ortak da durmadı ve veryansın etti. Biz tam bu kadar ile kurtulduk derken gönderilen şehirde 3 gün boyunca teslim alınmayan kargonun kargo firması tarafından kaybedildiğini öğrenmemiz işyerimizde adeta bir ölüm sessizliği yarattı. Alttan alarak ve baskıları tekrar hazırlayarak tekrar işi tatlıya bağladık. Ta ki PTT'nin doğrulama kodunun yer aldığı postayı getirmemesine kadar.

Tekrar veryansınlar, azarlar falan derken artık ipler iyice gerilmişti. "Tasarımlarınız harika ama çalışma sisteminiz berbat!" diyen bir firma ortağına laf anlatırken bulmuştum kendimi. O samimiyetin had safhada olduğu zamanlar gitmiş, kanlı bıçaklı dönemler başlamıştı. Sonunda ne oldu biliyor musunuz? Bize doğrulama kodu gelsin diye verdikleri adresin bambaşka bir yere ait olduğu anlaşıldı. Ve yine sorunun kaynağı birbirinden habersiz iş yapan ortakların işgüzarlığıydı. Karşı firma hatasını anlayarak uzlaşma yoluna gitmek istese de biz yollarımızı ayırmaya çoktan karar vermiştik. Sözleşmemizde taahhüt ettiğimiz herşeyin arkasında olduğumuzu ve her daim destek taleplerine cevap vereceğimizi ancak bundan sonra yeni bir projede çalışmak istemediğimizi belirterek çalışmayı sona erdirdik. 

Konunun bu kadar uzamasının asli nedeni ortakların aralarındaki iletişim eksikliğiydi aslında. Ancak bizim de hatamız telefon yolu ile olan talepleri de yerine getirmekti. Firma olarak aldığımız karar bundan sonra müşteri paneli ya da email arayıcılığı gelmeyen hiçbir talebi yerine getirmemek oldu.